- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Ellerime bıraktığın kalbi,
bir serçe ürkekliğiyle taşımalıydım.
Oysa ben,
rüzgâra kaptırdım,
bir anlık gölgeye,
bir kuruntunun içine düşerek…
Beklediğin sokaklarda
zaman susmuş,
ayak izlerin
bir duanın içinde kaybolmuştu.
Sen sessizdin,
yalnızca sevgini sunarak bekleyen
bir ağaç gibi,
kökleri sabırla toprağa sarılmış.
Ama ben,
dalgaya kapılmış bir yaprak gibi,
kendimi şüpheye savurdum.
Sessizliğini okuyamadım,
yüreğindeki sabrı göremedim,
sevgini tereddüte gölge ettim.
Şimdi zamanın gerisinde,
avucuma düşen pişmanlıkla,
kalbini tekrar emanet almaya
cesaretim var mı bilmiyorum.
Ama biliyorum ki,
bir özür,
bir dokunuş,
bir içten bakış
belki tekrar yeşertebilir bizi.
Yorumlar
Yorum Gönder
Her Günün Değerini Bil, diyorsak, o güne bir yorum bırakmak da fena fikir değil.
Yazıyla ilgili düşüncelerini duymak beni mutlu eder. :)