Ana içeriğe atla

Kendi Kendime Yaslanırken

MERHABALAR! YENİ YENİDEN HOŞGELDİK.


Üstümüzden bir hayli zaman geçmesine karşın eksilmeden aksine üzerine birçok konu koyarak yeniden dile ilham olmaya geldik.Hoş geldik.

Geçen zamanı bir yenilik olarak görebiliriz. Yazar arkadaşımla birlikte beraber sürdürmeye devam edeceğiz.Yazılarımızda farklı konular ve temalar olacak. Ama alışagelmiş olan gece, zaman ve güneş için tutumumuz aynıdır. Orda bir değişiklik olmayacak. Daha güncel konularla kültürel etkinliklerle paylaşım içinde olacağız.

Bu geçen süreçte en çok içimizde gıpta kalan blog sakinleri ve sevgili takipçiler oldu. Yazılarınızı ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyor olacağız.Bu ilk yazımda "merhaba" diyerek başlamak istedik. MERHABA.

Geride kalan ve gelecek olan zamanı değerli kılmaya, her saniyeyi, göz açıp kapayıncaya kadar geçen anı yakalamaya, dolu dolu mutlu anlara tercih etmeye geldik. Tekrardan hoş geldik.

"Zamanın saati geldi mi beklemez, sen ona doğru koşacaksın anı yakalamak senin elinde çünkü."
     A.SOYLU

Yorumlar

  1. Hoş geldiniz.
    Başlangıç yazınıza ulaşabilmek için her sayfanızdaki sonraki kayıt linkini kullanarak geldim. Oysa, bir arşiv sayfanız olsaydı, oradan ilk kaydınıza hemen ulaşabilirdim. Yazar arkadaşımla beraber sürdürmeye devam edeceğiz derken, sizin bu sayfanızda iki yazar mı var? Yani bu blog sayfası iki kişilik mi? Yoksa metindeki yazar arkadaşınız mecazi bir yaklaşım mıdır?
    Tekrar hoş geldiniz.
    Ama sizi ziyaret edenlere, sayfanıza yorum yazanlara , siz de bir merhaba deyin.
    Selam ve saygılar.

    YanıtlaSil
  2. Yeniden Hoş Geldiniz.
    Sayfanızın ara yüzü, benim pek alışkın olmadığım bir şablon olduğu için, menüye girmek için sol üst taraftaki simgeye tıklamam gerekiyor. Yukarıdaki yorumu yazdıktan sonra tekrar sayfanızın menüsünü açtım ve orada hem arşiv eklentisini gördüm, hem de bahsettiğiniz yazar arkadaşınızın profilini gördüm ve konu anlaşıldığı için, yukarıdaki sorularımı göz ardı edebilirsiniz.
    Selam ve saygılar.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Her Günün Değerini Bil, diyorsak, o güne bir yorum bırakmak da fena fikir değil.
Yazıyla ilgili düşüncelerini duymak beni mutlu eder. :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Önüm Arkam Sobeyim

Önüm, arkam, sağım, solum… sobeyim, Saklandım kendimden, bir ben bile göremeyeyim. Çıkmaz bir sokakta çaresizim, Adımlarım suskun, yüreğim derin sessizim. Yürüdüğüm yolda iz yok, yön yok, Bir hayal uğruna geçmişimle yan yana çok. Zaman susar, kelimeler donuk, Her sokak lambası, bir anıyı yakıp söndürür soluk soluk. Sobelenmiş bir çocuk gibi yüreğim, Kaçarken yakalanmış, ama hâlâ diriyim. Ve belki de en çok kendime yeniyim, Önüm, arkam… her yanım ben — sobeyim.                                    (Saklambaçla Gelen Nisan: Baharın Çocukluğa Açılan Kapısı)

Gözlerime bak

  Aklın karışırsa Gözlerime bak  Yönün kaybolursa  Gözlerime bak Titrerse için Gözlerime bak   Çaresiz kalırsan  Gözlerime bak Dünya Kararırsa Gözlerime bak Arzusuz kalamazsan  Gözlerime bak.

Kendine Yolculuk

Zamanla öğrendim; Bazen en derin sessizlik, Bir kalbin en gürültülü çığlığıdır. Kelimeler yorgun, Cümleler bitkin, Ama içimde dinmeyen bir fırtına var hâlâ. Alır da giderim başımı, Kendime dönerim. İnzivanın sessizliğinde Belki yeni bir ben saklıdır, Belki başka bir bahar… Francis Lai – Un Homme et Une Femme         

Büyük Evin Yalnız Cenazesi

 Her şey fazla fazla ev de  Kalabalık toplanmış Bu zamana kadar gelmeyen evlatlar Biri doktor, biri avukat, biri iş adamı Gelmişler sonunda baba evine Babalarının cenazesine Boş bir uğultu sonu görülmeyen salonda Diller de hayat şartları yoğun tempo  Ve bunun gibi daha niceler Baba artık toprak altında Demek ki varlığı gitti konusu da bitti      t. g. A