Ana içeriğe atla

Kendi Kendime Yaslanırken

GEÇ Mİ..

Aradan onca zaman yıl geçmiş gitmiş de ardından yazılanlar tüm duygularıyla öylece kalakalmış. Ben düş kırıklığı içinde yaşamaya devam ederken sen de her şey koca bir hiçlikte devam ediyor sanmıştım.Yanılgı bu olsa gerek, çok mu geç hakkını vermek için.
Düşünmekten alamadığım kocaman bir suskunluktu seninki. Akla gelmeyecek, gelse bile sorgulanmayacak türden değildi,zordu çok zordu bununla tek başa çıkmak.Söylediğin son söz mıh gibi aklımda "kimse için üzülmeye gözyaşlarını akıtmaya değmez, kimse senden değerli değil "demiştin.Çok haklıydın kimseye değmez bunu da böylece anlamış bulundum.Bilemediğim bu koca suskunluk ve umursamazlık altında yatan şey, neden yazdın.Ne için yazdın o halde bildiğim gibi düşüncesiz , anlayışsız, hiçbir sebep olmadan kaçıp gitmeye layık olmuşken, neden değiştirdin. Gerçeği görmemi bu kadar geç istedin.Ben anlardım, eğer anlatsaydın.Şimdi yazılanlara bakıyorum en çok UZUN BİR HİKAYE demişsin.Bu kadar mı  içledin, gözünün önünden hiç gitmiyor değil mi.
İlerde geriye dönüp bakar mısın hiç düşünmedim, sabaha aklında fikrinde başlamayı hayal kıldım. Hayaller gerçek olmalı ki kurulsun, er yada geç oluyor muş zaten. Sonralara kalmış uzun bir hikaye dilenmiş olsun diye. Uzun olur mu olmaz mı bilmiyorum gönlümce yazdım. Yarım kalmış bir son yazdım, sonu mutsuz ama umutlu bir son.
Dilerim bundan böyle yüzün gülsün ,kalbin hep umutla dolsun.Bana vaat ettiğin başkası için üzülme ve ağlama, bundan sonra kimseye böyle söylenmesin. Sessizlikle kayboluş bana ders sana pişmanlık getirsin.
                                        


                                                                             A.SOYLU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Önüm Arkam Sobeyim

Önüm, arkam, sağım, solum… sobeyim, Saklandım kendimden, bir ben bile göremeyeyim. Çıkmaz bir sokakta çaresizim, Adımlarım suskun, yüreğim derin sessizim. Yürüdüğüm yolda iz yok, yön yok, Bir hayal uğruna geçmişimle yan yana çok. Zaman susar, kelimeler donuk, Her sokak lambası, bir anıyı yakıp söndürür soluk soluk. Sobelenmiş bir çocuk gibi yüreğim, Kaçarken yakalanmış, ama hâlâ diriyim. Ve belki de en çok kendime yeniyim, Önüm, arkam… her yanım ben — sobeyim.                                    (Saklambaçla Gelen Nisan: Baharın Çocukluğa Açılan Kapısı)

Gözlerime bak

  Aklın karışırsa Gözlerime bak  Yönün kaybolursa  Gözlerime bak Titrerse için Gözlerime bak   Çaresiz kalırsan  Gözlerime bak Dünya Kararırsa Gözlerime bak Arzusuz kalamazsan  Gözlerime bak.

Kendine Yolculuk

Zamanla öğrendim; Bazen en derin sessizlik, Bir kalbin en gürültülü çığlığıdır. Kelimeler yorgun, Cümleler bitkin, Ama içimde dinmeyen bir fırtına var hâlâ. Alır da giderim başımı, Kendime dönerim. İnzivanın sessizliğinde Belki yeni bir ben saklıdır, Belki başka bir bahar… Francis Lai – Un Homme et Une Femme         

Büyük Evin Yalnız Cenazesi

 Her şey fazla fazla ev de  Kalabalık toplanmış Bu zamana kadar gelmeyen evlatlar Biri doktor, biri avukat, biri iş adamı Gelmişler sonunda baba evine Babalarının cenazesine Boş bir uğultu sonu görülmeyen salonda Diller de hayat şartları yoğun tempo  Ve bunun gibi daha niceler Baba artık toprak altında Demek ki varlığı gitti konusu da bitti      t. g. A