Ana içeriğe atla

Kendi Kendime Yaslanırken

YANKI

Çılgınca sesine özlemle kulak veriyorum,
Bir kelime, bir fısıltı düşsün diye geceme.
Ama sen, sessizliğinle yıldızlara karışmışsın,
Ben ise yüreğimde yankılanan hasreti susturuyorum.
Seni özlerken bir telaş düşüyor içime,
Kalbim heyecanın ılık bir rüzgarıyla çarpıyor.
Yine de sen, suskunluğunla uzaklardan bakıyorsun,
Ve ben beklemenin zarif acısında kayboluyorum.

Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Kaleme aldığınız şiirler üzerinde eleştirilere de açık olmanız gerekir. Çünkü bu eleştiriler, yapıcı ve tamamlayıcı mahiyettedir.

    Zarif ile acıyı ben bir türlü eşleştiremedim, kombine edemedim. Kelime anlamları olarak acı: kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı durumlarda hissedilen acıyı tanımlarken, zarif ise tam bunun zıddı olan güzel, hoş, albenili, zerafetli anlamından bahseder. Burada "tatlı acısında" , "sonsuz acısında" vb. olabilirdi. Çünkü acıyı, tatlı söyleyebilen dizeleriniz de çok. Acıyı, çok güzel söylemek bir hünerdir. Şair, son dizesinde acısının çeşidinden bahsetmek isterken; o acının, hasretle beklemekten kaynaklı bir acı olduğunu vurgulamış. Ama bu acı asla zarif bir acı olmamalıydı. Biraz daha düşünün ve o acıyı bir sıfatla nitelerken, şirin ahengine, ritmine ve ses bütünlüğüne daha uygun bir sıfat bulun derim.

    Geceler her ne kadar sessiz görünseler de, gecelerimiz asla sessiz değiller. Gecenin bu sessizliğinde kulaklarımız hiçbir gürültü duymazlar; ama, bedenimizde bir başka kulak daha var ki, onu asla kapatamazsınız, o hep duymakla meşguldür. İşte o gecenin sessizliğinde, şairin duyduğu hasretin hüzünlü sesleridir.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle değerli vaktinizi ayırıp şiirim hakkında bu kadar detaylı ve içten bir yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Eleştiriler, gerçekten bir yazanın gelişiminde çok kıymetli bir yere sahiptir ve yazılarım herkese açık şekilde paylaşılmışsa, bu da eleştirilere açık olduğumun en büyük göstergesidir. Aksi takdirde düşüncelerimi sadece kendime saklardım, değil mi?

      Şiir sanatı öznel bir alandır; her okurda farklı çağrışımlar yaratabilir. Zarif acı ifadesi, belki size zıtlık hissettirmiş olabilir ama benim için bu tanım, incitici bir acının zarafetle taşınması anlamına geliyor. Bunun farklı şekillerde yorumlanması da elbette çok doğal ve sanatı güzelleştiren bir durumdur. Sizin önerileriniz, kelimelerim üzerinde düşünme fırsatı verdiği için ayrıca kıymetli. Ancak şiirin duygusal ritmini, yazarken hissettiğim gibi korumak da benim için önemli.
      Tekrar teşekkür ederim,

      Sil

Yorum Gönder

Her Günün Değerini Bil, diyorsak, o güne bir yorum bırakmak da fena fikir değil.
Yazıyla ilgili düşüncelerini duymak beni mutlu eder. :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Önüm Arkam Sobeyim

Önüm, arkam, sağım, solum… sobeyim, Saklandım kendimden, bir ben bile göremeyeyim. Çıkmaz bir sokakta çaresizim, Adımlarım suskun, yüreğim derin sessizim. Yürüdüğüm yolda iz yok, yön yok, Bir hayal uğruna geçmişimle yan yana çok. Zaman susar, kelimeler donuk, Her sokak lambası, bir anıyı yakıp söndürür soluk soluk. Sobelenmiş bir çocuk gibi yüreğim, Kaçarken yakalanmış, ama hâlâ diriyim. Ve belki de en çok kendime yeniyim, Önüm, arkam… her yanım ben — sobeyim.                                    (Saklambaçla Gelen Nisan: Baharın Çocukluğa Açılan Kapısı)

Gözlerime bak

  Aklın karışırsa Gözlerime bak  Yönün kaybolursa  Gözlerime bak Titrerse için Gözlerime bak   Çaresiz kalırsan  Gözlerime bak Dünya Kararırsa Gözlerime bak Arzusuz kalamazsan  Gözlerime bak.

Kendine Yolculuk

Zamanla öğrendim; Bazen en derin sessizlik, Bir kalbin en gürültülü çığlığıdır. Kelimeler yorgun, Cümleler bitkin, Ama içimde dinmeyen bir fırtına var hâlâ. Alır da giderim başımı, Kendime dönerim. İnzivanın sessizliğinde Belki yeni bir ben saklıdır, Belki başka bir bahar… Francis Lai – Un Homme et Une Femme         

Büyük Evin Yalnız Cenazesi

 Her şey fazla fazla ev de  Kalabalık toplanmış Bu zamana kadar gelmeyen evlatlar Biri doktor, biri avukat, biri iş adamı Gelmişler sonunda baba evine Babalarının cenazesine Boş bir uğultu sonu görülmeyen salonda Diller de hayat şartları yoğun tempo  Ve bunun gibi daha niceler Baba artık toprak altında Demek ki varlığı gitti konusu da bitti      t. g. A