Ana içeriğe atla

Kendi Kendime Yaslanırken

Kendime Vardığım Yol

Bencil miyim, neyim?

Bazen kendi içime dönüp soruyorum:

Niye böyleyim?


Oysa en değerli şeyi aldım aslında:

Kendimi.

Kimseden eksilmeyen,

kimseye göre eğilmeyen,

tam da olmak istediğim hâlimle.


Bir gün, güneşin altında yürürken

yüzüme vuran rüzgarla anladım:

Ben, ben olmuşum.

Eksiksiz, özgür, sade…


Hava hafif serinse

ve tenime usulca dokunuyorsa rüzgar,

anlıyorum:

Kendimle geçirdiğim her an bir armağan.


Sınırlarım var artık.

Kimseye karşı değil bu;

yalnızca kendime verdiğim bir söz gibi.

Beklenti değil bu.

Sadece içimde yankılanan bir dinginlik arayışı.


Ama kalp yetmiyor bazen.

Kendine bile…

Bir gölge, bir ses,

bir nefeslik huzur istiyor.


Bazı duygular yaşanmaz,

sadece içinde taşınır.

Bir sır gibi,

bir dua gibi…


Ben de taşıyorum.

Söylemeden, çağırmadan…

Sadece içimde büyüyen bir şeyin

beni eksiltmesine izin vermeden.


Çünkü bazen sevgi,

birlikte yaşanmaz…

Sadece uzaktan korunur.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Önüm Arkam Sobeyim

Önüm, arkam, sağım, solum… sobeyim, Saklandım kendimden, bir ben bile göremeyeyim. Çıkmaz bir sokakta çaresizim, Adımlarım suskun, yüreğim derin sessizim. Yürüdüğüm yolda iz yok, yön yok, Bir hayal uğruna geçmişimle yan yana çok. Zaman susar, kelimeler donuk, Her sokak lambası, bir anıyı yakıp söndürür soluk soluk. Sobelenmiş bir çocuk gibi yüreğim, Kaçarken yakalanmış, ama hâlâ diriyim. Ve belki de en çok kendime yeniyim, Önüm, arkam… her yanım ben — sobeyim.                                    (Saklambaçla Gelen Nisan: Baharın Çocukluğa Açılan Kapısı)

Gözlerime bak

  Aklın karışırsa Gözlerime bak  Yönün kaybolursa  Gözlerime bak Titrerse için Gözlerime bak   Çaresiz kalırsan  Gözlerime bak Dünya Kararırsa Gözlerime bak Arzusuz kalamazsan  Gözlerime bak.

Kendine Yolculuk

Zamanla öğrendim; Bazen en derin sessizlik, Bir kalbin en gürültülü çığlığıdır. Kelimeler yorgun, Cümleler bitkin, Ama içimde dinmeyen bir fırtına var hâlâ. Alır da giderim başımı, Kendime dönerim. İnzivanın sessizliğinde Belki yeni bir ben saklıdır, Belki başka bir bahar… Francis Lai – Un Homme et Une Femme         

Büyük Evin Yalnız Cenazesi

 Her şey fazla fazla ev de  Kalabalık toplanmış Bu zamana kadar gelmeyen evlatlar Biri doktor, biri avukat, biri iş adamı Gelmişler sonunda baba evine Babalarının cenazesine Boş bir uğultu sonu görülmeyen salonda Diller de hayat şartları yoğun tempo  Ve bunun gibi daha niceler Baba artık toprak altında Demek ki varlığı gitti konusu da bitti      t. g. A