- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
(Ulaşamayan bir değerin, yalnızlığın ve kırılmanın sessiz sorgusu)
Kimsin sen?
Neden bu kadar çok istiyorsun hayattan?
Kiminle yarışıyorsun gecenin ortasında?
Yalnızlığın koynunda,
yorgun bir kalp gibi çarpıyor içindeki sızı—
mutlu sandığın yerde
en keskin mutsuzluğa düşüyorsun.
nerede o eski yangın?
sen değil miydin kendi küllerinden
mavi bir ateşle doğrulan?
içinde sakladığın o kor
nasıl oldu da böyle üşüdü?
oysa isterdim ki
bir mektup gibi gelesin insana;
uzun yolların yorgunluğunu taşıyan,
açıldıkça çoğalan,
sustuğunda bile söyleyen bir mektup…
benim de bir mektup kadar değerim yok muydu?
demek ki kelimeler bile yoruluyor insandan;
hayat gibi,
bazen ortasında kesilip kalan bir cümleye dönüyor.
bir zamanlar aynı ateşe yaslanan iki beden vardı…
şimdi düşünüyorum da:
rüya mıydı o sahne?
yoksa kaderin biraz dalga geçişi mi?
belki de uzak durmalı insan…
zor ulaşılan olmadan
hiçbir kıymet anlaşılmıyor bu şehirde.
Yazar iç sorgusunu yaparken, mektubu metafor olarak kullanmış ve değersizlik hissini ön plana çıkarmış.
YanıtlaSilBelki de verilen değer ve duygular kendi iç boşluğunda kaybolmuştur. Bu ateşe odun attıkça ısınamamak gibi birşey.
Şiirin altındaki duyguyu bu kadar doğru okuman gerçekten değerli.
SilMektup metaforunun taşıdığı eksiklik hissini, kaybolan değeri ve ateşe odun attıkça ısınamama halini tam da hissettirmek istediğim şekilde yakalamışsın.
Bazı duygular insanın içinde ne kadar büyürse büyüsün, karşıya aynı sıcaklıkla ulaşmıyor.