Ana içeriğe atla

Kendi Kendime Yaslanırken

BENİ DERİNDEN YARALAYAN YOLCU İÇİN


Zaman gelmiş ve her yer buz kesmişti. Kalkmıştı yerinden gidecekti kuşkusuz, çünkü kafasına koymuştu.. aslında neden geldiğini kendi bile bilmiyordu bir arayış içerisindeydi kendi kendine, bulamamış yardım talep etmişti… sığınmak istemişti her hangi birine. gideceği daha geldiği gün belliydi. Boşaltmamıştı valizini sadece gerekli olanları çıkartmıştı meydana yeteri kadarını.. hiç hesap etmezdi , düşünmekten yorulur çabuk pes ederdi, sadece yaşamayı severdi… bir anda çıktı karşıma bu yolcu. Zaman geçti, vakit geçti.. yaşadım onunla o da benimle.. basit değildi, hiç bir şey kolay olmamıştı, onları yaşamak.. bedenimin iki bez parçasına alıştığı gibi alışmıştım ona… gideceğini unutmuştum belki o da unutmuştu zaman gelmeseydi girmeseydi aramıza o güzel anlarda dursaydı yavaşlasaydık tadını daha çok çıkarsaydık. Geldi zaman ve yolcu arkasına bile bakmadan kalkıp gitti geldiği andan beri yaşanılanları unuttu vakit geldiğinde tereddüt bile etmedi düşünmedi geride neler bıraktığını zamanı geldi ve gitti.. yolcuydu sadece gelip geçti. Adres sorar gibiydi. Ben bilemedim adresini bulmaya gitti…
                                                                                                               T. GÜL
 
Not: Bazı yolcular gitmek için vardırlar. Hiç bir neden veya sebep kalmalarına yetmez. vakti geldi mi kaldığı yerden yoluna devam  eder.
                                                                                                           A. SOYLU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Önüm Arkam Sobeyim

Önüm, arkam, sağım, solum… sobeyim, Saklandım kendimden, bir ben bile göremeyeyim. Çıkmaz bir sokakta çaresizim, Adımlarım suskun, yüreğim derin sessizim. Yürüdüğüm yolda iz yok, yön yok, Bir hayal uğruna geçmişimle yan yana çok. Zaman susar, kelimeler donuk, Her sokak lambası, bir anıyı yakıp söndürür soluk soluk. Sobelenmiş bir çocuk gibi yüreğim, Kaçarken yakalanmış, ama hâlâ diriyim. Ve belki de en çok kendime yeniyim, Önüm, arkam… her yanım ben — sobeyim.                                    (Saklambaçla Gelen Nisan: Baharın Çocukluğa Açılan Kapısı)

Gözlerime bak

  Aklın karışırsa Gözlerime bak  Yönün kaybolursa  Gözlerime bak Titrerse için Gözlerime bak   Çaresiz kalırsan  Gözlerime bak Dünya Kararırsa Gözlerime bak Arzusuz kalamazsan  Gözlerime bak.

Kendine Yolculuk

Zamanla öğrendim; Bazen en derin sessizlik, Bir kalbin en gürültülü çığlığıdır. Kelimeler yorgun, Cümleler bitkin, Ama içimde dinmeyen bir fırtına var hâlâ. Alır da giderim başımı, Kendime dönerim. İnzivanın sessizliğinde Belki yeni bir ben saklıdır, Belki başka bir bahar… Francis Lai – Un Homme et Une Femme         

Büyük Evin Yalnız Cenazesi

 Her şey fazla fazla ev de  Kalabalık toplanmış Bu zamana kadar gelmeyen evlatlar Biri doktor, biri avukat, biri iş adamı Gelmişler sonunda baba evine Babalarının cenazesine Boş bir uğultu sonu görülmeyen salonda Diller de hayat şartları yoğun tempo  Ve bunun gibi daha niceler Baba artık toprak altında Demek ki varlığı gitti konusu da bitti      t. g. A