Ana içeriğe atla

Kendi Kendime Yaslanırken

Mektuplar Serisi

Mektup Nasıl Yazılır? Mektup Özellikleri ile Yazarken Dikkat Edilmesi  Gerekenler ve Kurallar - Kültür Sanat Haberleri

Uzun süredir üstüne düşündüğüm kimi zaman fikir alarak tartıştığım bir konu olmuştur mektup.

Nedir bu bu mektup? Neden Mektuplar dedik? Satırların arasında açıklayacağım. Keyifli okumalar.

Web anlamı,;
Mektup, haberleşmek ereğiyle ve genellikle posta aracılığıyla birine gönderilen, zarfa konulmuş, yazılı kâğıt.
Benim içinse mektup tam anlamıyla Frans Kafka - Milenaya Mektuplar kitabı ile başladı. Milena ve Kafka aşkını, günlük hayatın telaşını, işlerini, özel, özel olmayan her şeyi öyle güzel dile getirmiş ki. Kendi kendime neden iletişim kurmak bizim için bunca iletişim ağının çok olduğu dönemde zorlaştı. Neden kibar ve nazik olmak unutuldu. Bir mektup ile neler yapılabiliri ben en güzel bu kitapta gördüm.

Bu sebeple yakında bir kaç mektuplar serisi ile yeni bir yazı serisi başlatmış olacağım. Sıkılmamanız, meraklanmanız ve bol ziyaret diliyorum.

Yorumlar

  1. Mektubun, benim dünyamda eşi bulunumaz bir yeri vardır. Mektup, benim için her şeydir. Ben mektupsuz yapamam. Bu nedenledir ki, blog sayfalarımın hepsinin sonu "mektup var" olarak biter. Örnek:kamandanmektupvar, ankaradanmektupvar, degirmendenmektupvar,almanyadanmektupvar vb. İşte böyle. Övünmek için söylemiyorum. Ben çok güzel mektup yazardım. Çevremde okur yazarlığı olmayan herkes, bana güvenir ve yakınlarına göndermek üzere mektuplarını bana yazdırırlardı. Hal böyle olunca mekyupla ilgili blog yazılarını da kaçırmamaya dikkat ederim.
    Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla birlikte okunacak mektubu bol bir blog sayfası dilerim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Her Günün Değerini Bil, diyorsak, o güne bir yorum bırakmak da fena fikir değil.
Yazıyla ilgili düşüncelerini duymak beni mutlu eder. :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Önüm Arkam Sobeyim

Önüm, arkam, sağım, solum… sobeyim, Saklandım kendimden, bir ben bile göremeyeyim. Çıkmaz bir sokakta çaresizim, Adımlarım suskun, yüreğim derin sessizim. Yürüdüğüm yolda iz yok, yön yok, Bir hayal uğruna geçmişimle yan yana çok. Zaman susar, kelimeler donuk, Her sokak lambası, bir anıyı yakıp söndürür soluk soluk. Sobelenmiş bir çocuk gibi yüreğim, Kaçarken yakalanmış, ama hâlâ diriyim. Ve belki de en çok kendime yeniyim, Önüm, arkam… her yanım ben — sobeyim.                                    (Saklambaçla Gelen Nisan: Baharın Çocukluğa Açılan Kapısı)

Gözlerime bak

  Aklın karışırsa Gözlerime bak  Yönün kaybolursa  Gözlerime bak Titrerse için Gözlerime bak   Çaresiz kalırsan  Gözlerime bak Dünya Kararırsa Gözlerime bak Arzusuz kalamazsan  Gözlerime bak.

Kendine Yolculuk

Zamanla öğrendim; Bazen en derin sessizlik, Bir kalbin en gürültülü çığlığıdır. Kelimeler yorgun, Cümleler bitkin, Ama içimde dinmeyen bir fırtına var hâlâ. Alır da giderim başımı, Kendime dönerim. İnzivanın sessizliğinde Belki yeni bir ben saklıdır, Belki başka bir bahar… Francis Lai – Un Homme et Une Femme         

Büyük Evin Yalnız Cenazesi

 Her şey fazla fazla ev de  Kalabalık toplanmış Bu zamana kadar gelmeyen evlatlar Biri doktor, biri avukat, biri iş adamı Gelmişler sonunda baba evine Babalarının cenazesine Boş bir uğultu sonu görülmeyen salonda Diller de hayat şartları yoğun tempo  Ve bunun gibi daha niceler Baba artık toprak altında Demek ki varlığı gitti konusu da bitti      t. g. A