Ana içeriğe atla

Kendi Kendime Yaslanırken

Sessiz Kıyı

İki arada, bir boşlukta salınırım,
Ne buradayım tam, ne de orada.
Bilmekle bilmemek arasında sıkışmış,
Bir gölgeyim, kendi izinde kaybolan.

Kararsızlık sarar her yanımı,
Gitmek ağır gelir, kalmak yara.
Zamanla yarışırım,
Ne geçmişle barışırım, ne geleceğe varırım.

Aklım durmaz, hep konuşur içimde,
Sorgular, yargılar, sürükler beni.
Gözlerim kaçırır hakikati,
Ruhum sessizce uzaklaşır herkesten.

Ama kalbim...
Sadece onda susar fırtınam.
Tüm gürültünün içinde sessiz bir kıyı,
Kaçsam da durmadan,
Bir yanım hep orada soluklanır.

Neredeyim ben?
Bu bilinmezlikte yolum nerede?
Belki de ben,
Kendi içimde bir yolcuyum sadece.

Yorumlar

  1. "Aklım durmaz, hep konuşur içimde" tam beni anlatıyor...

    YanıtlaSil
  2. Ve bakarsın bir gün kalbin de aklın da sessizce seni çekip alır tüm dilemmalardan öteye. Ve sen buna hayat dersin, bir ısmarlama hayatı geride bırakarak.

    YanıtlaSil
  3. İki ayrı yarım kürede ve farklı zaman dilimlerinde… görünür engellere zincirli, görünmeyenlere kendi öğretilmişliğinde mahkum… imkansıza sevdalanmak gibi, tıpkı zamanı yakalamaya çalışmak gibi. Ben duruyorum ama O hiç yetişemiyor… geceniz iyi geçsin tıpkı gününüz gibi…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim için Her Günün Değerini Bil sadece bir blog adı değil; insanın ancak kendi yolunda, kendi zamanında ilerleyebileceğini hatırlatan bir söz.
      Hayatta bazı şeyler doğru zamanda ve doğru şekilde olur; bazıları ise sadece birer karşılaşma olarak kalır.
      Zamanın akışı da bunu sık sık hatırlatır bize: Ne kadar istersek isteyelim, hiçbirimiz zamana sahip değiliz; sadece içinden geçiyoruz. Ve çoğu zaman farkına bile varmadan, bizi kendi sessiz kıyılarımıza doğru sürükleyip götürüyor.
      Bu içten yorumunuzu bıraktığınız için teşekkür ederim.
      Geceniz de gününüz gibi içten ve dingin geçsin..

      Sil

Yorum Gönder

Her Günün Değerini Bil, diyorsak, o güne bir yorum bırakmak da fena fikir değil.
Yazıyla ilgili düşüncelerini duymak beni mutlu eder. :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Önüm Arkam Sobeyim

Önüm, arkam, sağım, solum… sobeyim, Saklandım kendimden, bir ben bile göremeyeyim. Çıkmaz bir sokakta çaresizim, Adımlarım suskun, yüreğim derin sessizim. Yürüdüğüm yolda iz yok, yön yok, Bir hayal uğruna geçmişimle yan yana çok. Zaman susar, kelimeler donuk, Her sokak lambası, bir anıyı yakıp söndürür soluk soluk. Sobelenmiş bir çocuk gibi yüreğim, Kaçarken yakalanmış, ama hâlâ diriyim. Ve belki de en çok kendime yeniyim, Önüm, arkam… her yanım ben — sobeyim.                                    (Saklambaçla Gelen Nisan: Baharın Çocukluğa Açılan Kapısı)

Gözlerime bak

  Aklın karışırsa Gözlerime bak  Yönün kaybolursa  Gözlerime bak Titrerse için Gözlerime bak   Çaresiz kalırsan  Gözlerime bak Dünya Kararırsa Gözlerime bak Arzusuz kalamazsan  Gözlerime bak.

Kendine Yolculuk

Zamanla öğrendim; Bazen en derin sessizlik, Bir kalbin en gürültülü çığlığıdır. Kelimeler yorgun, Cümleler bitkin, Ama içimde dinmeyen bir fırtına var hâlâ. Alır da giderim başımı, Kendime dönerim. İnzivanın sessizliğinde Belki yeni bir ben saklıdır, Belki başka bir bahar… Francis Lai – Un Homme et Une Femme         

Büyük Evin Yalnız Cenazesi

 Her şey fazla fazla ev de  Kalabalık toplanmış Bu zamana kadar gelmeyen evlatlar Biri doktor, biri avukat, biri iş adamı Gelmişler sonunda baba evine Babalarının cenazesine Boş bir uğultu sonu görülmeyen salonda Diller de hayat şartları yoğun tempo  Ve bunun gibi daha niceler Baba artık toprak altında Demek ki varlığı gitti konusu da bitti      t. g. A