Ana içeriğe atla

Kendi Kendime Yaslanırken

Kesişen Rüyalar

Kesişen yollar var,
Ama bir türlü birleşemeyen.
Görünmeyen sınırlar çizilir aramıza,
Her adımda biraz daha derinleşen.

Gece, her şeyden bağımsız bir sahne kuruyor.
Bir rüyanın içinde gözlerini hissediyorum,
Sanki hiç söylenmemiş sözler,
Dudaklarının kenarından süzülüyor.

Uykumun en sessiz anında,
Bir meltem gibi dokunuyor varlığın,
Huzur ve eksiklik bir arada,
Hiç bitmeyen bir bilmecenin içinde.

Belki de bazı yollar sadece düşlerde kesişir,
Bazı buluşmalar kelimelere hapsolur.
Ve biz, hep o eşikte kalırız;
Ne bir adım ötesi, ne bir adım gerisi…

Yorumlar

  1. Rüyaların gerçek olması ümidiyle en kısa zamanda

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar.
    Diğer şiirlerinizin sayfanızdaki puntosu bayağı büyüktü ve okumakta zorlanmıyordum. Ama her nedense, bu şiirinizin de puntosu o kadar küçülmüş ki okumakta zorlandım, hatta okuyamadım.
    Selam ve saygılaarımla.

    YanıtlaSil
  3. Kelimelere tutsak bir kalemin ne yapacağı belli olmaz. Belki bir düş arifesinde, belki bir bilmecenin hecesinde... Ama hep derinleşen bir endişenin getirdiği korkuyu atamamanın verdiği sancı ile bir türlü kesişmeyen yolların utancı; hasreti bitirip, özlenen ve beklenen kavuşmayı gerçekleştirecektir.
    Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
    Şiire, şiirle yaklaşma, şiirle şiirce konuşma, belki satır aralarında kalan meramı ortaya çıkarır.

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar.
    İşte bu şiire yazdığım yorumumun cevabını çok bekledim ama, alamadım. Sakın beni yanlış anlamayın. Yazmak zorunda değilsiniz ama, buradaki prosedür böyledir.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  5. Merhabalar.
    Bu şiirinizde de dikkatimi çeken şu dizeyi ele almak istiyorum.

    "Sanki hiç söylenmemiş sözler,
    Dudaklarının kenarından süzülüyor."

    Son dize şöyle olsaydı daha güzel olur muydu?

    Gece, her şeyden bağımsız bir sahne kuruyor.
    Bir rüyanın içinde gözlerini hissediyorum,
    Sanki hiç söylenmemiş sözler,
    Gözlerinden inci misali süzülüyor.

    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Her Günün Değerini Bil, diyorsak, o güne bir yorum bırakmak da fena fikir değil.
Yazıyla ilgili düşüncelerini duymak beni mutlu eder. :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Önüm Arkam Sobeyim

Önüm, arkam, sağım, solum… sobeyim, Saklandım kendimden, bir ben bile göremeyeyim. Çıkmaz bir sokakta çaresizim, Adımlarım suskun, yüreğim derin sessizim. Yürüdüğüm yolda iz yok, yön yok, Bir hayal uğruna geçmişimle yan yana çok. Zaman susar, kelimeler donuk, Her sokak lambası, bir anıyı yakıp söndürür soluk soluk. Sobelenmiş bir çocuk gibi yüreğim, Kaçarken yakalanmış, ama hâlâ diriyim. Ve belki de en çok kendime yeniyim, Önüm, arkam… her yanım ben — sobeyim.                                    (Saklambaçla Gelen Nisan: Baharın Çocukluğa Açılan Kapısı)

Gözlerime bak

  Aklın karışırsa Gözlerime bak  Yönün kaybolursa  Gözlerime bak Titrerse için Gözlerime bak   Çaresiz kalırsan  Gözlerime bak Dünya Kararırsa Gözlerime bak Arzusuz kalamazsan  Gözlerime bak.

Kendine Yolculuk

Zamanla öğrendim; Bazen en derin sessizlik, Bir kalbin en gürültülü çığlığıdır. Kelimeler yorgun, Cümleler bitkin, Ama içimde dinmeyen bir fırtına var hâlâ. Alır da giderim başımı, Kendime dönerim. İnzivanın sessizliğinde Belki yeni bir ben saklıdır, Belki başka bir bahar… Francis Lai – Un Homme et Une Femme         

Büyük Evin Yalnız Cenazesi

 Her şey fazla fazla ev de  Kalabalık toplanmış Bu zamana kadar gelmeyen evlatlar Biri doktor, biri avukat, biri iş adamı Gelmişler sonunda baba evine Babalarının cenazesine Boş bir uğultu sonu görülmeyen salonda Diller de hayat şartları yoğun tempo  Ve bunun gibi daha niceler Baba artık toprak altında Demek ki varlığı gitti konusu da bitti      t. g. A